
Konteyner Ebat ve Boyutları
7 Şubat 2024
Çin’in Yeni Rakibi Afrika!
9 Şubat 2024Ülke ekonomisinin yeniden yapılanma sürecinin bir gereği olarak, 1979 yılından itibaren Çin’de görülmeye başlanan ekonomik reform çalışmaları içinde, mülkiyet sistemi, işletme yönetim ve finansmanı ile dış ticaretin yönetimine ilişkin çeşitli düzenlemeler önemli yer tutmaktadır.
Çin, ticaret politikasını uygularken tarife ve tarife dışı idari uygulamalara yer vermektedir. Tarife dışı uygulamalar, merkezi ve bölgesel düzeydeki devlet kurumları tarafından yürütülmektedir. Çin’de ekonomi yönetiminin temel sorunu kuralların açık olmamasıdır. Genellikle yazılı kuralların varlığı yönünde bir boşluk olduğu belirtilmektedir. Kuralların uygulanma aşamasında ise sübjektif yorumlara ve ani değişikliklere maruz kalınabildiği bildirilmektedir.
1979 yılından bu yana Çin dünya ihracatı içindeki payını iki katına çıkarmış ayrıca ihracat artış hızı, dünya ihracat artış hızının üzerinde olmuştur. 1985-2007 yılları arasındaki dönemde ihracat yıllık ortalama %19,8 oranında artmıştır. 2001 yılındaki WTO üyeliğinden sonra ihracat 2002-07 döneminde yıl bazında ortalama %29’luk artışlara kadar uzanmıştır. 2007 yılında ihracat 1,2 trilyon dolara ulaşmıştır. Yerel özel sektör firmalarının ihracata olan katkısı 2007 yılında %45 oranında artarak, toplamın %20,6’sına karşılık gelen 251 milyar dolar seviyesine ulaşmıştır. 2008 yılında ihracat 1,6 trilyon dolar olarak gerçekleşmiştir.
Yabancı sermayeli şirketler ihracat artışına önemli katkıda bulunmuşlardır. 1992-07 döneminde yabancı sermayeli şirketlerin ihracata katkısı 17,4 milyar dolardan (toplamın %20’si) 696 milyar dolara (toplamın %57’si) yükselmiştir. Bununla birlikte 2000 yılında devlet mülkiyetli şirketlerin ihracat içindeki oranı %47 iken 2007 yılında bu oran %18,5 olarak gerçekleşmiştir. Yerli özel sermayeye sahip şirketlerin ihracat içindeki oranı da giderek artmaktadır.
Yine son dönemde özellikle yabancı sermayeli şirketlerde üretimde katma değer düzenli bir şekilde artmaktadır. 1985 yılında temel maddeler toplam ihracat içinde %50 paya sahip iken, bu oran 1990 yılından itibaren düşmeye başlamıştır. Özellikle Fabrikaların Hong Kong’dan ana karaya taşınması bu eğilimi körüklemiştir. 2007 yılında mamul maddeler ihracatı toplam ihracatın %95’ini oluşturmaktadır. 1996-2007 yılları arasında tekstil ihracatının payı toplam ihracat içinde %23,1’den %13,6’ya düşmüştür. Buna karşılık makine ve elektronik ihracatının payı 20,6’dan %43,4’e ulaşmıştır. Bu sonuçta Japonya, Tayvan, ve Güney Kore kaynaklı yatırımların büyük payı
bulunmaktadır.
Katma değeri yüksek ürünlerin yanı sıra, eczacılık ürünleri ve geleneksel Çin ilaçları ihracatında da büyük artış görülmektedir. Çin’in ihracatındaki artışın en dikkate değer sebeplerinden birisi bu ülkenin sahip olduğu geniş çaplı ve ucuz işgücü avantajı olmuştur.
İhracat artışına karşılık pek çok ihraç ürününün ithal girdiler içermesi nedeniyle ithalatta da önemli bir büyüme olmuştur. 2008 yılında ithalat 1,2 trilyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Ek olarak Çin, maruz kaldığı yatırım patlaması karşısında çelikte olduğu gibi büyük miktarlarda ara malı da ithal etmektedir. Son dönemde ithalat artışının yavaşlaması ile birlikte, 2004 yılında 32 milyar dolar olan ticaret fazlası, 2007 yılında 250 milyar dolara yükselmiştir. Diğer taraftan petrol ve maden cevherleri gibi temel mallar ithalatında düzenli bir artış eğilimi görülmektedir. Zira, yerli üretim artık ihtiyacı karşılamaktan uzak düşmüştür. Diğer taraftan gıda ithalatı artış eğilimindedir. Özellikle hasadın kötü olduğu yıllarda gıda ithalatının artması beklenmektedir.
ABD Çin’in ihracattaki en büyük pazarıdır. 2007 yılında Çin ihracatının %19’u ABD’ye yönelmiştir. ABD’nin yansıra ihracat Asya kıtasında Hong Kong, Japonya ve Güney Kore’ye yönelmiştir. Diğer taraftan Japonya Güney Kore ve Tayvan Çin’in ithalatında ve karşılıklı ticarette giderek önemi artan ticari partnerlerdir. 25 üyeli bir blok görünümü ile AB de Çin’in önemli ticari partnerleri arasında yer almaktadır. Hong Kong özel durum nedeniyle Çin için bir antrepo ve re-export merkezi durumundadır. Bu durum Hong Kong’u Çin dış ticaret istatistiklerinde olduğundan daha önemli bir partner gibi göstermektedir.